Yozgat’ta bulunan 35 sit alanından Sorgun ilçesine bağlı Şahmuratlı, Peyniryemez ve Büyüktaşlık köylerindeki antik kent kalıntılarının bulunduğu alanlarda yapılan kazılarda bulunan heykel ve antik kentlere ait eserler müzede sergileniyor.
Yozgat'ın her köşesinden antik şehir kalıntıları çıkarken yeterli ödenek bulunamadığı için 35 sit alanından sadece 3’ünde her yıl belirli dönemlerde kazı çalışması yapılabiliyor. Yapılan kazılarda bulunan tarihi eserler ise müzede sergilenerek vatandaşlara sunuluyor.
Yozgat’ın tarihi önemini ve gizemini ortaya koymak için yüzey araştırması ve kazı çalışmaları yapmak için değişik ülkelerden gelen arkeolog ve araştırmacılar tarafından yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen bulgularda, Yozgat´ın tarihte değişik dönemlerde farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığı belirlendi. Yetersiz kalan araştırma ve kazılar nedeniyle bölgenin tarihi gizemini koruduğunu ve keşfedilemediğini vurgulayan arkeolog ve araştırmacılar, Yozgat’taki 35 sit alanından sadece Sorgun ilçesine bağlı Şahmuratlı köyünün yakınındaki Kerkenes Dağı’nda 1993 yılında yapılan yüzey araştırması sonrasında 2001 yılından itibaren başlatılan kazılarla Pteria Antik Kenti gün yüzüne çıkarmaya çalışıyor. Sorgun İlçesinin Büyüktaşlık köyündeki Kuşaklıhöyük ve Peyniryemez Köyü’nde Kalkolitik, İlk Tunç Çağı, Proto-Hitit, Hitit İmparatorluk Çağı, Frig, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait tabakaların tespit edildiği Çadırhöyük’ün kazılarına bu yıl da devam edilecek.
“YOZGAT ŞEHRİMİZ KADİM BİR ŞEHİR”
Yozgat’ın kadim bir şehir, birçok medeniyetin yaşadığı bir şehir olduğunu dile getiren, Yozgat Müze Müdürü Cihat Çakır, “Bunlardan biri de bizim Sorgun'da bulunan Antik Kent, Kerkenes Antik Kenti. Burada da biz her yıl kaza yapmaktayız. Bu kazılarda demir çağına ait eserlerimiz bulunmakta. Bunlar Frig Dönemi'ne ait. Bu gördüğünüz heykel de Frig dönemine ait, o şehre ait bir yönetici heykeli. Tabii bu parça halinde bulunuyor, heykelin var parçaları. Ve bunlar birleştirilerek halkımızın beğenisine sunuluyor” şeklinde konuştu.
Roma Dönemi'ne ait Demeter heykeli hakkında da bilgi veren Müze Müdürü Çakır, “Bu elbisesi khiton diyoruz, Roma dönemine ait. Ön taraf çok özenle işlenmiş. Arka taraf içi boş olduğu için daha çok duvara monte şeklinde kullanılmış. Genelde tapınma amaçlı kullanılıyor. Ve o yüzden arka taraf ön kadar özenli yapılmamış. Kol kısımları, göğüs kısım ve etek kısımları tamamen orijinal. Sadece burada bu kısımda sonradan tamamlanmış ama bu tamamlama örnek bazı eserlere bakılarak yapılmış. Çok önemli, çok güzide bir eser” diye konuştu.
“MÜZEMİZDE BİRÇOK ESER VAR”
Arkeolojik eserlerin Yozgat Müzesi olarak kullanılan Nizamoğlu Konağı'nda sergilendiğini belirten Yozgat Müze Müdürü Çakır, “Müzemizde birçok eser var, bunlardan biri de Demeter heykelimiz. Demeter heykelimiz 1990 yılında Sorgun ilçesi Gelingüllü Barajı suları altında kalan Cemalli Höyüğünde bulunarak müzemize getirilmiş. Parçalar haline getirilmiş. Bir buçuk ay süren çalışma sonucunda birleştirilmiş ve ziyaretçilerimizin beğenisine sunulmuş. Demeter heykelimiz Roma dönemine ait, yaklaşık iki bin yıllık bir eser. En önemli özelliği içinin boş olması, khiton giymesi ve daha çok duvara monte edilerek kullanılması. O yüzden önem taşımaktadır bu eserimiz. Torso heykelimiz de 1988 yılında Yerköy'de Devlet Su İşleri ve Yozgat Belediyesi termal sular su potansiyelini arttırmak için bir çalışma yapıyor. Bu çalışmada bazı kalıntılara rastlanıyor. Ve müzemiz orada kurtarma karşısına başlıyor. Bu kurtarma kazıları sonucunda Roma dönemine ait olan yaklaşık milattan sonra birinci yüzyıla tarihlenen bir Torso bulunuyor ve bir kadın başı bulunuyor. Onlar da şu an depomuzda bulunmakta. İleride onları da teşhire sunacağız. İki üç parçaya ayrılmış. Onları da restore edip, onarımını yapıp ziyaretçilerimizin beğenisine sunacağız. Almanya İngiltere'de Torso örnekleri var ama bizimki orijinal bir torsa örneği. O yüzden önem taşımaktadır. Milattan sonra birinci yüzyıl, yani yaklaşık o da 1900 yıllık bir eser” dedi. /Haber Merkezi