Yozgat'ın yeni nesil haber sitesi Yozgat Medya Köşe Yazarı Dr. Funda Çapan Özdemir yazısında "Abbas Sayar’ın Gazete Yazıları ve Gazetecilik Hatıraları" diye yazdı...

wi_800

Yozgatlı Yazar Abbas Sayar’ın Gazete Yazıları ve Gazetecilik Hatıraları

Abbas Sayar (1923-1999) roman, öykü, şiir gibi türlerde kaleme aldığı eserleriyle tanınan, resim sanatıyla uğraşan has bir sanatçı, velût bir yazardır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ndeki öğrencilik yıllarında Babıali’nin terbiyesinden geçen Sayar, gazetecilik mesleğini profesyonel olarak icra ederek, Yozgat’ta yaklaşık kırk yıl gazetecilik yapar. Çoğunlukla Yozgat hakkında kaleme aldığı yazılarıyla Yozgat basınına destek verir. Abbas Sayar’ın sahibi olduğu “Bozok”, baskı, mizanpaj, sayfa adedi ve muhteva bakımından dönemine göre üstün özelliklere sahip ve Yozgat’ın meselelerini dikkate değer bir sunuş tarzıyla gündeme getiren mühim bir gazetedir. 1950’li yılların Yozgat’ında oldukça etkin olan bu gazetede çıkan yazılar, halkın değer yargılarını değiştirerek halk için bir “cesaret kapısı” haline gelir. Halkı okumaya teşvik eden, halkın siyasi, sosyal ve kültürel anlamda bilgi seviyesini yükselten mühim bir hizmettir. Yozgat sevdasıyla gazetecilik aşkını “Bozok” gazetesinde buluşturan Abbas Sayar, gazeteciliğin maddî ve manevî tüm zorluklarına katlanır. Bu bağlamda “Bozok”, bölgesel gazeteciliğin sınırlarını zorlayan, memleket meselelerine duyarlı, gündem oluşturan ve güvenilir bir gazetedir. Yozgat sevdasıyla gazetecilik aşkını “Bozok” gazetesinde buluşturan Abbas Sayar, gazeteciliğin maddî ve manevî tüm zorluklarına katlanır. “Yozgat’ta gazetecilik, çileyi başörtüsü yapmaktır.” sözüyle hatırlanan Abbas Sayar, T.C. Başvekalet Basın-Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğü’nün E/260 nolu basın kartı sahibidir (Saygı, 2000: 23). Abbas Sayar’ın yazılarını yayımladığı gazetelerden biri de “Yozgat Gazetesi”’dir. “Yozgat Gazetesi", bilhassa bayram özel sayılarında Babıali’nin ünlü yazarlarına köşe açan yönüyle de dikkati çeker. Başta Abbas Sayar olmak üzere, Türk medyasının Tayfun Talipoğlu, Prof. Dr. Haluk Şahin, Orhan Erinç, Nazmi Bilgin, Ardan Zentürk, Melih Âşık, Oktay Ekşi, Faik Çetiner gibi belli başlı ünlü yazarları, Yozgat Gazetesi’nin bayram sayılarında köşe yazıları kaleme almışlardır. Orta Anadolu’da Ankara hariç olmak üzere, her dalda basın başarı ödülleri kazanan bir gazetedir. Toplam ödül sayısı yirmi birdir. Genel itibariyle Yozgat’ta dikkate değer ve etkin bir gazetedir. Abbas Sayar, Yozgat Gazetesi’nde Türkiye genelinde Yozgat’ın bilinmezliği ve insanının algılanış biçimi, tarihi ve talihsiz özellikleri arasında boy gösteren sorunlarını gayet ciddi bir biçimde ele alır. Bu bağlamda Abbas Sayar’ın farklı bir özelliği; temel ödevi olarak, Yozgat’ın göz ardı edilen veya umursanmayan sorunlarını enine boyuna inceleyip, çözümleriyle birlikte kamuoyunun bilgisine sunmaktır.

ABBAS_SAYAR-02_2

Çalışmamızda, Türk edebiyatında daha çok roman, öykü ve şiir gibi türlerde kaleme aldığı eserleriyle bilinen ve bu gibi alanlarda layık görüldüğü TRT Roman Başarı Ödülü, TDK Ödülü ve Madaralı Roman ödülleriyle tanınan Abbas Sayar’ın bir gazeteci olarak bilinmeyen yönlerini aydınlatmaya çalıştık. “Bozok” gazetesinin 30 Kasım 1953-30 Aralık 1954 tarihleri arasında çıkan toplam 230 sayısını inceleyerek; “Yozgat Gazetesi”’nin 13 Ekim 1982-1 Haziran 1993 yılları arasında çıkan toplam 91 sayısını inceleyerek, Abbas Sayar’ın kaleme aldığı gazete yazılarını tematik bir araştırma konusu yaptık. “Bozok” ve “Yozgat Gazetesi” gibi gazetelerde çıkan yazılarının kesişen yönlerine değindik. Abbas Sayar’ın gündeme getirdiği konular ile aynı gazetelerde benzer fikirleri kaleme alan yazarların yazılarıyla yer yer karşılaştırdık. Bir sanatkâr hassasiyetiyle gazetecilik mesleğini icra ederken kendi iç dünyasına ait özelliklerinin ve toplumsal sorunlara karşı duyarlılığının birer hareket noktası olduğunu düşündük. Bu fikirden hareketle gazete yazılarını tek tek inceleyerek, bu alandaki fikirlerin ve hislerin Sayar’ın edebî şahsiyetini anlamamız bağlamında da zengin bir kaynak olduğunu tespit ettik.

Abbas Sayar, Yozgat’ın sosyal, ekonomik ve siyasi meseleleri hakkında kaleme aldığı gazete yazılarında siyasetin açtığı kapıdan girerek, bazı görüş ve hükümlere ulaşır. Ele aldığı meselelerin hangi uygulamaların bir neticesi olduğu, nasıl uygulamalar yapılması gerektiği şeklindeki yazıların yanı sıra bilhassa program mahiyetinde mukayeseler ve tavsiyelerde bulunur. Bilhassa 1950’li yılların Yozgat’ının siyasî, sosyal ve ekonomik meselelerini geniş bir bakış açısıyla ele alarak, gündemde tutmaya çalışır. Abbas Sayar, şahit olduğu durumları yeri geldiğinde, eleştirel bir dille ve etkili bir hitabet üslûbuyla hicveder

as-yilki-ati

 Sosyal, Ekonomik ve Siyasî Meseleler Bağlamında Yozgat

4 Ocak 1954 tarihli “İki Mesele” başlıklı yazısında Sayar, 1946 yılında yaptığı İstanbul yolculuğunda tanıştığı kırklı yaşlarında, Avrupa’nın birçok yerlerini bilen, yüksek mühendis ve münevver bir beyefendinin fikirlerinden bahseder. O zamanlar yirmili yaşlarında olan Sayar, kendisine Yozgat’ta nüfusun günden güne azaldığından, işsizlikten, ticari ve iktisadi hayatın felce uğradığından bahseder. Sayar’ın memleket meselelerindeki heyecanını takdir eden bu bey, ona “Şehrinizde kaç gazete çıkıyor? Elektriğin kilovatı kaç kuruş?” olmak üzere iki soru yöneltir. Sayar, “Vilâyetin çıkardığı haftalık bir gazete var. Elektriğin kilovatı 54 kuruş” diye cevap verir. Mühendis beyin bu iki konudaki tespiti dikkate değerdir: “Ben vilâyet gazetelerini gazete saymam. Hem böyle şeye neden ihtiyaç duyuluyor. Bunu anlayamıyorum. Avrupa’da böyle bir gazete olsa gülerler bu işe. Gazete hür düşünce işidir. Demek gazeteniz yok? Bu çok acı bir olay. Elektriğe gelince oda korkunç… Medeniyet Elektrik demektir. Kilovatı 54 kuruşa elektrik değil, dinamo çevirmek, ışık bile olmaz, siz bu iki mühim meselenizi halledin! Diğer davalarınız hep bu ikisine bağlı.” Bu sıralar Abbas Sayar, matbuattan haberi olmayan bir üniversite talebesidir. Bu sözleri işittikten bir sene sonra gazetecilik mesleğine başlar. Sayar, elektrik konusunda sıklıkla yazılar kaleme almasında ve gazete sahibi olmasında bu tavsiyelerin mühim bir etken olduğunu ifade eder. Abbas Sayar’a göre, iktisadi hayatın en mühim direği elektrik, hukuki hürriyetin temel taşlarından biri ise hür basındır(Sayar, 1954: 88-1). Ayrıca, 22 Ocak 1954 tarihli “İktisadi Hürriyet ve Politika” başlıklı yazısında Abbas Sayar’ın iktisadî hürriyetini kaybetmiş devletlerin siyasî hürriyetlerinin laftan ibaret olduğunu ifade etmesi mühimdir (Sayar, 1954: 95-1).

15 Ocak 1954 tarihli “Yol Davamız” başlıklı yazısında Sayar, Yozgat’tan geçecek devlet yolunun şehrin merkezinden geçmesi hususunda ihtarlarda bulunur. Aynı ihtarını 29 Haziran 1953 tarihli ve 46 sayılı, sahibi bulunduğu Bozok gazetesinden tekrar eder. (Sayar, 1954: 93-1). Yetkililere hitaben kaleme aldığı bu gibi gazete yazılarında esas gayesi, bütün Yozgatlının arzusuna tercüman olmaktır. Bilhassa milletvekillerine ve ilgililere halkın bu tür isteklerini bir aydın ve bir gazeteci mesuliyetiyle duyurmaktır.

12 Mayıs 1954 tarihli “Okuyucularımıza Vaat” başlıklı yazısında Sayar, Yozgat’ın kalkınması hususunda fikir sahibi olanlar için sahibi bulunduğu “Bozok” gazetesinin bir hizmetkâr olduğunu ifade eder: “Ne davamız varsa sütunlar içinde münakaşa ve münazarasını yaparak şekillendirelim sonra bizi temsil eden milletvekillerimize idare amirlerimize neticeyi intikal ettirelim ve tahakkukunu isteyelim(Sayar, 1954: 170-1).” Bu şehrin davalarının çoğunun uzun vadeli olduğunu düşünen Sayar, “evvelâ memleket sonra parti” anlayışına bağlı bir görüşten hareket eder.

24 Mayıs 1954 tarihli “Ankara Notları 5” başlıklı yazısında Sayar, bir milletvekilinin vazifesinin evvela Türk milletinin müşterek hak ve menfaatlerini korumak, gerçekleştirmek için Ankara’ya gönderildiğini ifade eder. Görevini kötüye kullanan yetkililerin sırtında, ak saçlı dulların saçı bitmemiş yetimlerin veballeri olduğuna inanır: “O vebal ki kayaları çatlatır ve eritir (Sayar, 1954: 182-1).”

el-eli-yur-el-de-yuzu-1160x1824

Kültür ve Sanat Sayfaları

Abbas Sayar’ın gazete yazılarında dikkati çeken özelliklerinden biri, bilhassa yaşadığı Yozgat’ta kültür ve sanat faaliyetlerinin arttırılmasını söz konusu etmesidir. Başta Abbas Sayar olmak üzere “Bozok” ve “Yozgat Gazetesi” yazarları, bu şehrin kültürel zenginliklerini ve bu şehirde yetişen sanatkârların eserlerini okurlara tanıtmak amacıyla gazete sütunlarına taşırlar. Bu yolla halkın kültürel seviyesini yükseltmeyi bir vazife olarak görürler. Kültür ve sanat sayfalarında yer alan Yozgatlı şairler ve yazarlara ait şiirler ve hikâyeler, karikatürler, gazetelerin bayram özel sayılarında çıkan yazılar, dinî içerikli yazılar, Türk-İslâm tarihine dair aydınlatıcı bilgiler, hayata ve insan ilişkilerine dair özlü sözler, okurların bilgi ve kültür seviyelerini yükseltir.

Abbas Sayar, gazete yazılarında kültür ve sanat faaliyetleriyle ilgili haberlere yer verir ve bu hususta halkın genelinde bir farkındalık fikri ve hissi oluşturmak ister. Bu konuda, Türkiye genelindeki Hz. Mevlana’yı anma faaliyetleri, Yozgat’ta sanat hayatının canlandırılmasına yönelik faaliyetler, müzik konserlerine, temsillere, sanat günlerine olan rağbetin arttırılmasına yönelik faaliyetler, okullar arası şiir müsabakası gibi çalışmalar ve bu tür konulardaki yazılar vasıtasıyla memleketine hizmet etmek ister. Bu yazıların hepsi de Yozgat’ın ihtiyaç duyduğu kültür ve sanat atmosferini canlandırmak ve halkın kültürel seviyesini yükselterek, halka katkı sağlamak amacıyla kaleme alınmışlardır.

22 Ekim 1954 tarihli “Gençlik ve Sanat Dünyası” başlıklı yazısında ifade ettiği üzere Sayar’a göre, 1950’li yılların Yozgat’ında sanat ve kültür hareketlerinin yok denecek kadar kısır olması düşündürücü ve üzücü bir durumdur. Sadece bazı lise müdürlerinin himmetiyle yapılan sanat günlerinin ötesine geçilememiştir. Esas meselenin, kültür müesseselerinin himmetlerinden faydalanarak sivil gençliğin halk için yapacakları sanat hareketlerinin önemine inanır: “Bir kahve köşesinde parlayan ve orada sönen dimağ gayreti hava yutmak gibi bir iş olur. Gençliğin kahvesinin ağırlaşmış havasından kendisini kurtaran özlemin dünyaya avdeti, bu şehir dünyamızda ümitli bir işaret olur (Sayar, 1954: 307-1).”

Kültür ve sanat sayfalarında Abbas Sayar’ın bayram münasebetiyle kaleme aldığı yazılar da özel bir yer tutar. Abbas Sayar’a göre bayram, toplumun ortaklaşa kabullendiği irâde birliğinin sevgi, mutluluk duygusunun ortak çiçeğidir. Dolayısıyla, yapaylıktan hiç hoşlanmaz. Toplumun ekonomik gücünün zayıfladığı, köy, kasaba, şehir arasında sevgi iletişiminin tükendiği yerde anlamını iyice yitirir. Gerek dini olsun, gerek milli olsun her bayram bundan nasibini alır. Sayar, Yozgat Gazetesi’nde 16 Nisan 1991 tarihinde kaleme aldığı yazısında “Ayvalık’tan Sevgilerle, Merhaba Dostlar” başlıklı yazısında bir bayram tebriği münasebetiyle uzakta da olsa Yozgat’a özlem hissiyle ne kadar bağlı olduğunu ifade eder: “Sevgili hemşehrilerimin Ramazan Bayramını sevgi ile saygı ile kutluyorum. Bedenim, tenim Ayvalık’ta olsa da yüreğim, içimin atardamarı her zaman Yozgat’tadır. Garip bir Yozgat tutkunudur içim. Yozgat’ın, Yozgatlının güzel ruhunu yakalamışımdır. Etim, kemiğim, bedenim o toprağın bana verdiği bir lütuftur. Anamın memesinden emdiğim süt o toprağın buğdayından, keçisinden, koyunundan, dalından, yaprağından meyvesinden… Baklasından, pancarından…” (Sayar, 1991, s. 1-3). 23 Haziran 1991 tarihli Yozgat milletvekillerinden “Sayın Lütfullah Kayalar’a” başlıklı yazısında Kayalar’ın Yozgat Çamlığı’nın korunmaya alınması ve yeni piknik alanları açılması hususunda kendisine olan teşekkürlerini içten duyduğu bir minnettarlık hissiyle ve heyecanıyla ifade eder: “Yozgatlı hemşehrilerim için yeni piknik alanları açılacak. Huzur duydum, duygulandım ve yakın ilginizden dolayı içimden size teşekkür yağmurları yağdırdım.” (Sayar, 1991, s 1-5). Bu ifadeden anlaşıldığı üzere Abbas Sayar, Yozgat’ı ve Yozgatlı hemşehrilerini bir sahiplenme hissiyle, çocuksu bir heyecan ve derinden duyduğu bir samimiyet hissiyle idrak eder. Yozgat sevdalısı oluşu da bu hislerinden ileri gelir.

Sayar’ın bayram günlerinde hissettiği hüzün hissinin bir sebebi de içinde yaşadığı toplumun belli bir kesiminin fakr u zaruret içinde oluşudur. Diğer yanda ise durmadan zenginleşerek refah içinde yaşayan insanları görmesi, onda bir tefekkür oluşturur. Sayar, açık bir yüreklilikle toplumdaki zıtlığı tespit eden ve tabiî bir adalet duygusuyla şiirler kaleme alır. “Bayram Geldi Neyime” başlıklı yazısının bir bölümünü bu şiirlere ayırır.

abbas sayar (1)

“Bayram geldi neyime. Kan damlar yüreğime.” (Sayar, 1991: 1-3).

Müslümanlar arasındaki yardımlaşma, adalet, birlik ve beraberlik hislerine vurgu yapan rubainin dizeleri de Sayar’ın insanlığı sevgisiyle kuşatan bir gönül adamı olduğunun bir ifadesidir. Kendisi de her fırsatta hiçbir zaman salon adamı olmadığını bir tabiat adamı ve halkın içinden biri olduğunu dile getirir. Bahsi geçen yazıdaki mısralar, toplumun kolektif ruhuna ortak olduğunu gösteren bir duyuş tarzının tezahürüdür:

“Öyle bir âlemdeyiz ki bey beye ikram eder

Mazlumu fakrü zaruret ızdıraba ram eder.

Kalmamış ümmetle tevhit anlamak mümkün değil

Kimi derd-i gam içinde, kimi de Bayram eder...” (Sayar, 1991: 1-3).

Yozgat’ın tanıtımı bağlamında, Yozgat’taki mekânlarının Abbas Sayar’da özel bir yeri vardır. Sayar, bir müddet Ayvalık’ta yaşasa da Yozgat’taki gelişmeleri düzenli olarak takip eder. 11 Mart 1991 tarihli “Çamlık Babında” başlıklı yazısında Yozgat’ta bulunan Çamlık Millî Parkı için yapılması gerekenler hakkında program mahiyetinde teklifler sunar(Sayar, 1991: 1). Bu tekliflere göre, Yozgat Çamlığı, sadece Türkiye’de değil, bütün dünya çapında bir değer taşır. Özel koruma alanına girmelidir. Bugünkü elli yüz yıldır kullanılan piknik alanlarını tel örgüye alınmalı ve düşen tohumların yeşermesi için olanaklar sağlanmalıdır. Yozgatlıya ve konuklarına küçük Çamlık’ta yaptırdığı yüzbinlerce çam diktirdiği alanlarda yeni piknik alanları hazırlanmalıdır. Bahar mevsiminden son güze kadar tespit ettiği 220 tür çiçeğin Latincede ismi bulunmayan otuz çiçeğin menşei araştırılmalıdır. Sayar’ın 1975’lerde Yusuf Aralan ile tedarik edip birlikte diktiği ve her birini bir şiire benzettiği “ladin” türü Çamlık’a serpiştirilmelidir. Bütün bu program mahiyetindeki teklifler, Yozgat’ı seven ve doğaya âşık bir tabiat adamının bir münevver duyarlılığından müteşekkil fikirleridir.

abbas sayar (2)

Yozgatlı Yazar Abbas Sayar’ın Gazetecilik Hatıraları

Gazetecilik tecrübelerini anlattığı yazılarında Abbas Sayar, okuma aşkının yanı sıra maddî imkânsızlıklar yüzünden üniversiteye gidişinin zorlaşmasına esef eder. Bu seneler, kayınpederinin kendisine yardımcı olduğu bir dönemdir: “Fakirdim hem de iyice fakirdim. Beş kuruşun benim için pek kıymetli olduğu günler çok olmuştur. Eve, hatta kısmen bana da kayın pederim bakıyordu, hiçbir yerden gelirim yok sayılırdı. Babamın ve kardeşlerimin, gönderdiği ayda 40 - 50 lira öğle yemeklerimi ve tramvay masraflarımı kıt kanaat karşılıyordu. Karmakarışık bir iç dünyada idim. Kazanamamak 22 yaşında başkanlarına halâ yük olmak gururumu rencide ediyordu. İçimden: Şu üniversiteyi bir bitireyim. Herkese minnet ve şükran hissimi öderim diye söyleniyordum. Bu esbabı mucibe kısa bir zaman sonra beni teselli ediyor ruhumun isyanı ile yeni bir buhrana sürükleniyordum. Fakirler benim her zaman kardeşlerim olmuştur (Abbas Sayar, 1954: 98-2).”

1947 Ocak ayının ortalarında Babıali’ye uğradığını, bir mecmuanın tashihinde, tevziinde bulunduğunu ifade eder. Bu tür mecmua hazırlıklarını gıpta ile karşılar. Ayda bir olsa da arkadaşının bu mecmuayı çıkarmakta gösterdiği sebatı, maddi fedakârlığı hayranlıkla müşahede eder. Artık Sayar, tüm cesaretini toplayarak gazetecilik hayâlini gerçekleştirmek için kendinden emindir: “Çocuğun minare yapmak hevesiyle tuğlalara sarılıp üst üste koyduğu gibi hayalim cebimin delikliğine bakmayıp kendi kendine gazete çıkarmağa başlamıştım artık. Tahayyülümü kimseye açmağa cesaret edemiyordum. Gülünç olacağımdan korkuyordum. Fakat bir gün muhayyilemin bu fikre ısındığını bana cesaret verdiğini gördüm (Abbas Sayar, 1954: 98-2).” Abbas Sayar’ın bu alandaki fikrî ve hissî tecrübelerinden yola çıkarak, gazetecilik sevdasının verdiği cesaret hissiyle hareket etmesi, dikkate değerdir.

20 Ocak 1954 tarihli yazısında Sayar, daha çok aynı fakültede aynı sınıfta okuduğu hemşehrisi İhsan İnan ve tıbba devam eden Ahmet Değişmen ile birlikte zaman geçirir. İki arkadaşı da büyük bir ızdıraba ve yokluğa tahammül ederek tahsillerine devam etmektedirler. Bir gün Abbas Sayar, İhsan ve Ahmet’e Yozgat için bir gazete çıkaracağını haber verir. Arkadaşları parayı nereden bulacaksın, diye sorduklarında cevap bulamaz, sözü değiştirmeye uğraşır. Arkadaşlarının yanından ayrıldığı zaman, bu değirmenin suyu nereden gelecek, diye kendi kendine düşünür. Sayar’a göre, “Ok yaydan çıkmıştır (Abbas Sayar, 1954: 100-2).” Bu gazetenin Yozgat’ta satılıp satılmayacağına dair hesaplar yapar. Dört sayfalık bir gazetenin matbuatta ne kadar fiyata basılacağını araştırır.

29 Ocak 1954 tarihli yazısında Abbas Sayar, bin bir zorlukla gazete çıkarmayı tasarladığı bir dönemde aynı zamanda psikolojik bir savaş da verir. Dış âlemin yazara verdiği olumsuz duygulara karşılık iç âlemde kendine has bir dünya kurar ve bu dünyada tezahür eden teselli hissiyle hayata bağlanır: “İnsanlar zahirde bu dünyanın yaşaması için çalışır, didinir dururlar. Şu kısa hudutlu ömür içinde uzunca hudutsuz bir iç ömür iç yaşaması var. Ve teselli kaynağımızdır dünyaya karşı dayanağımız budur. Dış âlemin bana verdiği bin bir huzursuzluk ötesinde. İç âlemin oyalayıcı, teselli edici iksiri beni hayata bağlıyordu. Realite olan yokluğu, onun verdiği ıstırapla unutmuştum (Abbas Sayar, 1954: 109-2).” Sanatkârların pek çoğunda bu kendi iç âleminde bir dünya kurma ve bu dünyanın şuuruyla hareket etme ve eserler verme fikri, Abbas Sayar’da da söz konusudur. Sayar’ın bu duyuş tarzını çok genç yaşlarda benimsemesi, mühimdir.

Sayar, Yozgatlı üniversiteli arkadaşlarını birer birer dolaşarak, onlara gazete çıkarmak konusundaki fikirlerinden bahseder. Hepsi de tasavvurunu müspet karşılar ve kendisiyle bu işin maddi manevi mesuliyetlerini imkânlar dâhilinde karşılayacaklarını bildirirler. Bu alâkanın verdiği huzur ve cesaretle İstanbul Valiliğine verilecek beyannamenin altına imzayı atar ve vilâyete yollar. Gazete imtiyazını aldığı zaman artık kendisine bir gazete sahibi nazariyle bakmaya başlar. İnsanların kendi kendilerine iltifatlarını, teveccühlerini hoş görmek gerektiğine inanan Sayar, insanların kendilerini tamamlamak için, ilahi kudretten yardım isteyen göklere açılan o elleri düşünür. Kendisinin gazetecilikle ilgili duası kabul olmuştur. Bu an, Allah’a açılan elleriyle ve kabul edilen duasıyla mutlu ve kendisini Allah ile dost ve Allah’a yakın hisseder. Bu duyuş tarzından hayatı boyunca mahrum kalmamak için Allah’a dua eder: “Ben kendimden memnundum. Kolları limelenmiş ceketim artık bana ıztırap vermiyordu. İltifatı insanlardan başka cepheden bekliyordum. Ve ruhum ellerini Allaha açmıştı. Yarınım için konuşamam. Fakat bu gün Allah ile dost peydah etmiş insandan gayri dünyada hiçbir şeye gıpta etmediğimizi söylerken içimin beni teyit ettiğini duydum. Bu duyuştan beni Allah’ımın mahrum etmemesi için daima içim duadadır (Abbas Sayar, 1954: 109-2).”

24 Mart 1954 tarihli yazısında Sayar, gazete çıkarma konusunda maddî zorluklar ile karşılaşınca bir rûhî buhran yaşar. Kendisini “batak bir kumara atmış çabaladıkça batan bir zavallı” gibi hisseder. Gazetenin on üçüncü sayısına ulaştıklarında bin liradan fazla bir paranın yerine, elinde bir gazete koleksiyonu, elli yüz mektup ve içinde vicdan azabı kalmıştır. Kayınpederi, Sayar’ın eşine ait parayı da harcadığını öğrenince, evde âdeta bir kızılca kıyamet kopar. “Ya para gelecekti ya da biz eve uğramayacaktık (Abbas Sayar, 1954: 122-2).” ihtarıyla karşılaşır. Abbas Sayar, buhranlı günlerinde bu gibi yaşadıklarını, hayatında karşılaştığı bir imtihan olarak düşünür ve bunları güç bela atlatmasını bilir. Sayar, gözyaşlarıyla “Bozlak” gazetesini 12. sayısında bırakıp eşini ve çocuğunu yanına alarak, Yozgat’a döner ve burada “yoklukların bağladığı varlığıyla” bir ekmek kavgasına atılır. Zamanı gelirse bir kaç ders imtihanını verir, diplomayı alırım diye düşünerek, her türlü tahsil evrakını fakültede bırakır. İstanbul’da tahsilini yarıda bırakmak zorunda kalan Abbas Sayar, artık Yozgat’tadır ve huzurludur; Yozgatlı hemşehrilerinin arasındadır ve Allah’a tevekkül eder. Tüm kalbiyle, Allah’ın rızasını kazanmak ister:

“Ben de hemşehrilerimin arasındayım. Yine aynı yoldayım. Kaderin benim için hazırladığı oyunlardan habersiz, Allah’a tevekkül ederek bu yolda gideceğim, en büyük rıza Allah’ın rızası, en büyük tahsil o rızanın kazanılmasıdır.

Ötesi bir hayal perdesidir.”    (Abbas Sayar, 1954: 122-2).

Sonuç

Abbas Sayar’ın gazete yazılarında siyasetin açtığı kapıdan girilerek bazı görüş ve hükümlere ulaşılır. Sayar, ele aldığı meselelerin hangi uygulamaların bir neticesi olduğu, nasıl uygulamalar yapılması gerektiği şeklindeki yazıların yanı sıra bilhassa program mahiyetinde mukayeseler ve tavsiyelerde bulunur. Bu bağlamda, Abbas Sayar’ın siyasî meseleleri ele alırken, kendine has üslûbu, kompozisyon itinası, dengeli tavrı, ölçme tartma kabiliyeti asla kaybolmaz. Ayrıca, gazete yazıları, Yozgat’ın meselelerini gündemde tutması bağlamında mühimdir. Hepsi de halkın kültürel seviyesini yükselterek, halka katkı sağlamak içindir. Sayar’ın zengin kültür ve bilgi hazinesiyle yayımladığı gazete yazıları ve gazetecilik hatıraları, memleket meselelerini geniş bir bakış açısıyla idrak etmek ve eleştirel yaklaşımlar geliştirmek bağlamında okurlar için bir kazançtır. Memleketine hizmet etme şuurunun ifadesidir.

 Kaynakça

Çapan Özdemir, Funda. (2019). “Yozgatlı Yazar Abbas Sayar’ın Gazete Yazıları: -‘Bozok’ ve ‘Yozgat Gazetesi’”, Ankara: Gece Akademi Yayınları.

Çapan Özdemir, Funda. (2019). “Yozgatlı Yazar Abbas Sayar’ın Gazetecilik Hatıraları”, Ankara: Gece Akademi Yayınları.

Sayar, Abbas. (1954). “İki Mesele”, 4 Ocak 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 6, Sayı: 88, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Yol Davamız”, 15 Ocak 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 6, Sayı: 93, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “İktisadi Hürriyet ve Politika”, 22 Ocak 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 6, Sayı: 95, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Çaresini Bulalım”, 25 Ocak 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 6, Sayı: 96, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Yol Davamız”, 15 Ocak 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 6, Sayı: 93, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Elinize Sağlık”, 10 Şubat 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 6, Sayı: 102, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Gayret Bizden”, 12 Şubat 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 6, Sayı: 104, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Dert”, 19 Şubat 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 6, Sayı: 107, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Ankara’da Birkaç Gün”, 1 Mart 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 6, Sayı: 111, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Ankara’da Birkaç Gün”, 3 Mart 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 6, Sayı: 112, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Maruzat”, 5 Mart 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 6, Sayı: 113, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Günlük Olurken”, 16 Mart 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 114, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Partilerin En Büyük Vazifesi”, 2 Nisan 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 131, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Niyazi Bey!”, 14 Nisan 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 143, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Okuyucularımıza Vaat”, 12 Mayıs 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 170, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Ankara Notları”, 21 Mayıs 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 179, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Ankara Notları 4”, 23 Mayıs 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 181, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Ankara Notları 5”, 24 Mayıs 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 182, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Ankara Notları 6”, 27 Mayıs 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 185, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Ankara Notları 7”, 28 Mayıs 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 186, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Yol Meselemiz”, 16 Haziran 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 203, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Dikkate Şayan, İbret Levhası 2”, 22 Haziran 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 205, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Dikkate Şayan, İbret Levhası 3”, 23 Haziran 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 205, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Böyle düşünüyoruz”, 6 Temmuz 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 218, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Suçumuz”, 13 Temmuz 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 225, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Gülelim mi! Ağlayalım mı?”, 15 Temmuz 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 227, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Yabancılardan Utanıyoruz”, 23 Temmuz 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 235, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Birkaç satırla”, 25 Temmuz 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 237, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “İş Yapmak Zevki”, 28 Temmuz 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 240, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Hasat notları”, 29 Temmuz 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 241, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Gazetemiz İçme Suyu Mevzusunda İller Bankasına Müracaatta Bulundu”, 20 Ağustos 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 256, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Kör Karar”, 1 Eylül 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 258, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Bir Yerköylü okuyucuma cevap”, 3 Ekim 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 289, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Karayollarından Ricamız”, 21 Ekim 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 306, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Gençlik ve Sanat Dünyası”, 22 Ekim 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 307, Yozgat: A. Sayar Matbaası. 

Sayar, Abbas. (1954). “Aksak gidiş”, 23 Ekim 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 308, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Su Mevzusunda”, 27 Ekim 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 312, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Üzücü Gidiş”, 28 Ekim 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 313, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Mevcudu Muhafaza”, 29 Ekim 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 314, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Önce Kendimize Bakalım”, 30 Ekim 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 315, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Avusturalya yolcusu Alman genci ile yapılan röportaj 2”, 18 Kasım 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 334, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Avusturalya yolcusu Alman genci ile yapılan röportaj 4”, 20 Kasım 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 336, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Avusturalya yolcusu Alman genci ile yapılan röportaj 5”, 21 Kasım 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 337, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Avusturalya yolcusu Alman genci ile yapılan röportaj 6”, 22 Kasım 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 338, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Avusturalya yolcusu Alman genci ile yapılan röportaj 7”, 23 Kasım 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 339, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Avusturalya yolcusu Alman genci ile yapılan röportaj 8”, 24 Kasım 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 7, Sayı: 340, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, Abbas. (1954). “Birliğin Kudreti”, 26 Aralık 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 8, Sayı: 372, Yozgat: A. Sayar Matbaası.              

Sayar, Abbas. (1954). “Müjdeli İşaret”, 24 Aralık 1954, Bozok Gazetesi, Yıl: 8, Sayı: 370, Yozgat: A. Sayar Matbaası.

Sayar, A. (1991). “Ayvalık’tan sevgilerle merhaba dostlar”, Yozgat Gazetesi, Yozgat: Yozgat Matbaası Yıl:18,  Sayı: 4123, 17, s.1.

Sayar, A. (1991). “Ayvalık’tan sevgilerle on bir ayın sonrasının Yozgat’ı”, Yozgat Gazetesi, Yozgat: Yozgat Matbaası,Yıl:18,  Sayı: 4133, 2.

Sayar, A. (1991). “Bayram geldi neyime”, Yozgat Gazetesi, Yozgat: Yozgat Matbaası, Yıl:18,  Sayı: 4133, 1-3.

Sayar, A. (1991). “Bölüşük” şiiri, Yozgat Gazetesi, Yozgat: Yozgat Matbaası,Yıl:18,  Sayı: 4153, 8.

Sayar, A. (1991). “Çamlık babında”, Yozgat Gazetesi, Yozgat: Yozgat Matbaası, Yıl:18,  Sayı: 4153, 1.

Sayar, A. (1991). “Hemşehrilerime tekmil ve teşekkürlerimle”, Yozgat Gazetesi, Yozgat: Yozgat Matbaası, Yıl:18,  Sayı: 4123, 1-3.

Sayar, A. (1991). “Her gün kurbanım sana”, Yozgat Gazetesi,Yozgat: Yozgat Matbaası, Yıl:18,  Sayı: 4153, 1-9.

Sayar, A. (1991). “On bir ayın sonrasının Yozgat’ı”, Yozgat Gazetesi, Yozgat: Yozgat Matbaası Yıl: 18, Sayı: 3966, 2.

Sayar, A. (1991). “Sayın Lütfullah Kayalar’a”, Yozgat Gazetesi, Yozgat: Yozgat Matbaası, Yıl: 18, Sayı: 3991,s. 1-9.

Sayar, A. (1991). “Yazarından gazetesine moral mesajı”, Yozgat Gazetesi, Yozgat: Yozgat Matbaası, Yıl: 18, Sayı: 3951,1-5

Sayar, A. (1991). “Yozgatlının bir numaralı davası”, Yozgat Gazetesi, Yozgat: Yozgat Matbaası, Yıl: 18, Sayı: 3951,3