Yozgat Lisesi’nden muhteşem tiyatro şöleni Yozgat Lisesi’nden muhteşem tiyatro şöleni

Talasemi hastalığının bulaşıcı bir hastalık ya da bir kanser türü olmadığını ifade eden Uzm. Dr. Özen Oruç, talaseminin ‘alfa’ ve ‘beta’ olmak üzere iki temel tipi olduğunu belirterek, “Bunlardan beta tipi Akdeniz çevresindeki tüm ülkelerde sık görüldüğü için ‘Akdeniz anemisi’ ismini almıştır” dedi. 

Uzm. Dr. Özen Oruç, talaseminin tedavi gerektiren, genetik bir kan hastalığı olduğunu dile getirerek, “Bu yüzden hasta çocukların doğumunun önüne geçilmesi için evlilik öncesi test yaptırmak, talasemi ile doğan çocuklar içinse doğru tedavi olanağına ulaşmak önem taşımaktadır. Ülkemizde ‘Akdeniz anemisi’ olarak da bilinen talasemi hastalığı, dünyada en sık görülen kalıtsal kan hastalığıdır. Taşıyıcılarda çok fazla bir sağlık riski yaratmayan bu hastalık, daha ciddi tiplerinde ise şişkin karın, koyu cilt rengi, yüzde ve kafada kemik bozuklukları, dalak büyümesi gibi özelliklerle kendini belli etmektedir. Kan testiyle teşhisi konabilmektedir. Bu hastalığı taşıyan gen çocuğa yalnızca annesinden veya yalnızca babasından geçerse çocuk ‘taşıyıcı’ (talasemi minör) olur. Taşıyıcılar hafif bir renk solukluğu ve bazen çabuk yorulma dışında tamamen sağlıklıdır. Talasemi taşıyıcılığı genetik bir hastalıktır, bulaşıcı özelliği yoktur. İki taşıyıcı evlendiğinde çocukları yüzde 25 olasılıkla hasta, yüzde 25 olasılıkla sağlam, yüzde 50 olasılıkla taşıyıcı doğar. Günümüzde evlilik öncesi yapılan tetkikler sayesinde hasta veya taşıyıcı doğabilecek bebekler önceden saptanmakta ve gereken önlemler aileye bildirilerek alınmaktadır” diye konuştu. /Haber Merkezi