Adana'da depremde yıkılan binanın enkazından çıkan altınları, hayatını kaybedenlerin yakınlarına teslim ettikten sonra, 'Savcılık geri istiyor, bütün altınlar toplandıktan sonra yeniden teslim edeceğiz' diyerek zimmetine geçirdiği tespit edilen eski polis memuruna ilk duruşmada önce tutuklama talebiyle yakalanma kararı çıkması ardından, aynı gün yurt dışı yasağıyla adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması tepki çekti.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 yılında meydana gelen depremlerde Adana'nın Çukurova ilçesi Huzurevleri Mahallesi'ndeki İhsan Bayram Sitesi C Blok'un yıkılması nedeniyle 82 kişi hayatını kaybetti, 6 kişi de yaralandı. Yıkılan binanın enkazından çıkartılan altınlar ise 100. Yıl Şehit Rüstü Bayram Polis Merkezi'ne teslim edildi. Burada görevli polis memuru E.C. (30), binada hayatını kaybedenlerin yakınlarına altınları polis merkezinde güvenlik kamerasının önünde tutanak düzenleyerek teslim etti.

'Altınlar eksik, geri verin' diyerek altınları aldı

İddiaya göre, bir süre sonra polis memuru E.C., altınları teslim ettiği kişileri arayıp, 'Ailenize ait başka altınlar da var. Hepsini tek teslim tutanağı ile vermem gerek. Bu nedenle altınları iade edin, savcı incelemeyi yaptıktan sonra size geri teslim edeceğim' diyerek polis aracıyla evlerine gidip geri aldı. Bu sırada altınları bozdurduğunu söyleyen Orhan Boncukluğu'na şüpheli E.C. bir de, 'Benim tanıdık kuyumcum var. Oraya git o altınları yeniden yaptır ve bana teslim et' dedi. Boncukluoğlu da yeniden altın yaptırıp teslim etti.

Müfettişlerin incelemesi devam ederken E.C., polislikten istifa etti. Ancak Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı, E.C. hakkında 2 kez 'devlet memurluğundan çıkartma' cezası verdi. Devlet memurluğundan çıkarılan eski polisin, 'koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirme' suçundan 9 yıl 6 aydan 22 yıl 5 aya, 'resmi belgede sahtecilik' suçundan da 2 yıl 5 aydan 8 yıl 7 aya kadar hapsinin istendiği iddianame, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

27 Kasım'da görülen ilk duruşmaya sanık E.C. katılmadı. Hakim bunun üzerine tutuklama talebiyle yakalama kararı çıkardı. Bu karar üzerine avukatı aracılığıyla ifade veren sanığa mahkeme bu kez yurt dışı yasağı koyarak adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanma kararı çıkardı.

Sivas'ın asayiş gücü modern araçlarla daha da güçlendi
Sivas'ın asayiş gücü modern araçlarla daha da güçlendi
İçeriği Görüntüle

'Anneannemin yadigarını ölmüş annemin kolundan çaldılar'

Bu karara depremde annesi Hülya, babası Recep ve kız kardeşi Yaren Uğurlu'yu kaybeden Özlem Çelik tepki gösterdi. Çelik, enkazda 2 Adet 50 gram Adana Burması, 2 adet Tarsus Burması, 1 adet çeyrekli bilezik, 2 adet çocuk künyesi, 2 adet gram altın 34 adet çeyrek altın, 13 adet tam altın, 2 adet yarım altının kaybolduğunu belirterek, 'Depremde annemi, babamı ve kız kardeşimi kaybettim. Deprem sırasında Danimarka'da bulunuyordum. Enkazdan çıkarıldığında annemin kolunda o bilezik vardı. Biz, cenazenin tespiti için belirleyici unsurun annemin kolundaki 'Tarsus örgüsü' denilen bilezik olduğunu söyledik. Bileğindeki bileziğin bizde fotoğrafı da var. Sonrasında bu bilezik ablama teslim ediliyor. Bir süre sonra ilgili polis memuru ablamı arıyor. 'Sizin diğer altınlarınız da çıktı fakat bunu size teslim edebilmemiz için diğer altını da getirmeniz gerekiyor. Savcının talimatı var.' diyerek ablamdan bileziği geri alıyor. Daha sonra bilezikten haber çıkmadı' dedi.

Güvenlikten sorumlu bir polis memurunun böyle bir şey yapmasının kendilerini çok üzdüğüne dikkat çeken Çelik şöyle devam etti:

'Annemin enkazda başka altınları da vardı ama hiçbiri bulunamadı. Ancak bizim için en önemli olan, annemin kolundan hiç çıkarmadığı ve rahmetli anneannemden kalan o bilezikti. Mahkemede ifademizi verip delillerimizi sunduk. Tutuklama kararı çıktı ancak daha sonra karar iptal edildi. Aynı gün iki farklı kararın nasıl çıktığını anlayamadım.'

'Neden tutuklama kaldırıldı'

Avukat Nazan Akça ise, 'Bu polis memuruyla ilgili Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 27 Kasım'da ilk duruşma yapıldı. Sanık sıfatıyla yargılandığı ilk duruşmaya bile gelmedi. Bunun üzerine müştekilerden biri dinlendi. Diğer kişiler ise zaten talimat yoluyla dinlenmişti. Mahkeme, delillerin toplanmamış olması, tanıkların dinlenmemiş olması ve delilleri karartabileceği şüphesiyle polis memurunun sabah tutuklanmasına karar verdi. Biz duruşmadan çıktıktan bir saat sonra gıyabımızda duruşma açılıyor ve sanığın tutuklanması kaldırılıyor. Sanık, adli kontrolle serbest bırakılıyor. Çok merak ediyorum: O bir saat içinde ne oldu? Hiçbir tanık dinlenmedi ve hiçbir delil toplanmadı. Mahkeme bir saat içinde hangi delili topladı da o kişiyi serbest bıraktı? Maalesef bu durum akıl alır gibi değil. Mahkeme gerekçesinde, tutuklamaya yönelik bir müzekkere yazılmıştı. 'İfade verdiği için tutuklama kaldırılmış.' deniliyor. O zaman neden tutuklandı? Sadece yakalama kararı verilebilirdi. Hukuki olarak yanlış bir karar olduğunu düşünüyorum' diye konuştu.

Kaynak: İHA